Rusya ve Suriye İlişkileri Tartışmalı
Rusya ve Suriye yıllarca birbirlerinin önemli ortağıydı. MoskovaAkdeniz'deki hava ve deniz üslerine erişim elde ederken, Şam da muhalif güçlere karşı savaşında askeri destek aldı. Beşar Esad rejiminin çöküşünden sonra ise birçok Suriyeli Rus güçlerinin ülkeden gitmesini istiyor, ancak geçici Suriye hükümeti daha fazla işbirliğine açık olduğunu söylüyor.
Şam'ın 10 kilometre kuzeydoğusunda bulunan Duma'daki önemli muhalif komutanlardan Ahmed Taha'ya göre "Rusya'nın burada işlediği suçlar tarifsiz".
Duma bir zamanlar müreffeh bir yerdi. Şam'ı "doyuran yer" diye bilinen bölgenin başlıca kentiydi.
Yaklaşık 14 yıl süren iç savaşın bazı en şiddetli çatışmalarının yaşandığı yer şu anda yıkılmış halde. Yerleşim alanları, okullar harabeye dönüştü.
Bağımsız gözlem grupları bu yıkımın büyük çoğunluğundan Rus hava saldırılarını sorumlu tutuyor.
Rejimi desteklemek için 2015'te savaşa müdahil olan Moskova ise sadece "teröristleri" hedef aldığını söylüyor.
Ahmed Taha 2011'de bir sivildi ve mütteahhitlik ve tüccarlık yapıyordu. Barışçıl gösterilerin acımasızca bastırılmasından sonra Esad rejimine karşı silaha sarıldı.
Daha sonra da Duma'daki silahlı muhalefetin liderlerinden biri oldu.
2018'de Suriye Ordusu'nun kuşatmasında geçen beş yılın ardından, muhalifler İdlib'e güvenli geçiş karşılığında teslim olmayı kabul etti.
Anlaşmanın garantörü olarak Duma'ya Rus askeri polisi konuşlandırıldı.
O dönem kentin yüzde 40'ından fazlası yok edilmişti ve birçok kişi açlıkla karşı karşıyaydı.
Taha, "Rusya'ya, rejime ve onları destekleyen her şeye rağmen memleketimize geri döndük" diyor.
Taha, İslamcı Heyet Tahrir eş Şam (HTŞ) ve lideri Ahmed eş- Şara öncülüğündeki muhalif saldırıda yer alarak Aralık'ta Duma'ya geri döndü.
Taha'ya göre ülkede kalan Rus askerleri tereddütsüz Suriye'yi terk etmeli.
"Bizim için Rusya bir düşman" diyor.
Konuştuğumuz birçok kişi aynı duyguları besliyor.
Şam'ın bir sokağında, ülkenin orta kesimlerindeki Hama'dan gelen Ebu Hişam'la buluşuyoruz.
Arkadaşlarıyla birlikte rejimin çökmesini kutlamak için başkente gelmiş.
"Ruslar bu ülkeye gelip, tiranlara, baskıcılara, işgalcilere yardım etti" diyor.
Rusya'nın koruma taahhüdünde bulunduğu Suriye'deki Hristiyan toplumunun liderleri bile Moskova'dan pek yardım görmediklerini söylüyor.
Şam'ın antik Hristiyan mahallesi Bab Tuma'da Suriye Ortodoks Kilisesi Patriği 2. Ignatius Aphrem ile söyleşi yapma fırsatı bulduk.
Patrik "Rusya'nın ya da dış dünyadan herhangi bir başkasının bizi koruduğu olmadı. Ruslar kendi çıkarları ve amaçları için buradaydı" diyor.
Dışarıdaki bir sokakta ise bir başka Suriyeli Hristiyan Esad daha az diplomatik bir dil kullanıyor.
"Geldiklerinde başta 'Size yardımcı olmaya geldik' dediler. Ama bize yardım etmek yerine Suriye'yi daha da yıktılar."
Suriye-Rusya ilişkileri 'stratejik'Duma'daki muhalif komutan Ahmet Taha ise geçici yönetimin ve ülkenin fiili lideri Ahmed eş-Şara'nın stratejik düşünmek istemesini anladığını söylüyor.
Beşar Esad yönetimi, Akdeniz'deki iki üssü (Tartus deniz üssü ve Hmeymim hava üssü) Rusya'ya 49 yıllığına kiralamıştı.
Rejimin Aralık başında çökmesinden sonra, .
Ahmed Eş-Şara BBC Dünya Haberleri Editörü Jeremy Bowen ile yaptığı mülakatta, Rusya'nın ülkede kalmasına müsaade etme ihtimalini dışlamamış ve iki ülke ilişkilerini "stratejik" diye tanımlamıştı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Eş-Şara'nın bu sözleri üzerine konuşmakta gecikmedi.
Lavrov "Yeni Suriye hükümetinin başı Ahmed eşüŞara geçtiğimiz günlerde BBC'ye konuştu. Söyleşisinde Suriye'nin Rusya ile ilişkilerinin uzun bir geçmişe dayandığını ve stratejik olduğunu söyledi. Biz de bu yaklaşımı paylaşıyoruz. Suriyeli dostlarımızla çok ortak noktamız var" dedi.
Suriye Ordusu'ndan emekli general ve savunma uzmanı Turki el Hasan Suriye'nin Moskova'yla askeri işbirliğinin Esad rejimi öncesine dayandığını söylüyor.
"Kuruluşundan beri Suriye Ordusu Doğu Bloku silahlarıyla donatıldı. Özellikle de Sovyetler Birliği'nden ve sonra da Rusya'dan."
Hasan, ordunun elindeki neredeyse tüm malzemenin Sovyetler Birliği ya da Rusya tarafından üretildiğini söylüyor ve "Suriye Ordusu'nun önceki donanımı da Rusya'dan" diye ekliyor.
Rus tahminlerine göre Suriye Ordusu 1956-1991 arasında Moskova'dan 26 milyar dolardan fazla değeri bulunan 5 bin tank, 1200 savaş uçağı, 70 gemi ve başka bir çok sistem ve silah aldı.
Sovyetler Birliği çöktüğünde bu paranın yarısından fazlası ödenmedi ama Rus lider Vladimir Putin bu borcun yüzde 73'ünü sildi.
Rusya daha sonra da silah tedarikini sürdürdü.
Şimdiyse yeni Suriye hükümetinin ordusunu yeniden kurabilmesi için ya tamamen yeniden donatması ya da Rus tedarikine bağımlı kalmaya devam etmesi gerekiyor.
Hasan, bunun iki ülke arasında bir tür ilişkiyi gerektireceğini vurguluyor.
Rusya içinse Tartus deniz üssü ve Hmeymim hava üssü Afrika'da, özellikle de Libya, Orta Afrika Cumhuriyeti, Mali ve Burkina Faso'daki varlığı açısından hayati önemde.
Ve sıradan Suriyeliler çatışmaların tamamen sona ermesini umarken, bazıları Rus varlığının ülkedeki barışın devamına yardımcı olabileceğini düşünüyor.
Patrik 2. Ignatus Aphrem "Rusların devletimizi ve ordumuzu güçlü tutmak için burada kalmasını memnuniyetle karşılarız" diyor.
Peki "Rusya yeni rejime neler sunabilir ve yeni rejim siyasi ve askeri işbirliği anlamında neler yapabilir?"
Turki el Hasan bu soruların yanıtlarının ilerideki ilişkide belirleyici olacağını söylüyor.
Haber Kaynak : SONDAKIKA.COM
"Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır."